top of page

TÜKETİCİ HUKUKUNDA AYIPLI MAL VE AYIPLI HİZMET

  • Yazarın fotoğrafı: yazilitaslaravukat
    yazilitaslaravukat
  • 1 Eyl 2024
  • 6 dakikada okunur

Müvekkillerimizden sıklıkla gelen; "İnternetten satın aldığım ürün bozuk çıktı ne yapmalıyım?", "İkinci el araç satın aldım söylenen özelliklere sahip değil" , "Kombimin arızası için servis çağırdım onarıldığını söylediler fakat yine çalışmıyor" , "Sıfır aldığım ürün firmanın vaat ettiği şekilde performans göstermiyor" , "Sıfır aldığım bilgisayarın bataryası çok hızlı bitiyor", "Mobilya sipariş ettik ama zamanında teslim edilmedi" şeklindeki soru ve serzenişlere cevap olarak ayıplı mal ve ayıplı hizmet konulu yazımızı hazırladık.


AYIPLI MAL NEDİR?


6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda ayıplı mal, "tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır." şeklinde tanımlanmıştır. Ambalaj, etiket, tanıtma ve kullanma kılavuzu, reklam, ilan gibi yollarla özellikleri belirtilen bir malın özelliklerden bir veya birden fazlasını taşımaması halinde de o mal ayıplı mal olarak kabul edilir.


Ayıp, maddi, hukuki ya da ekonomik eksiklik şeklinde ortaya çıkabilir:


1. Maddi Ayıp: Malda bulunan ve malın tahsis edildiği amaca uygun kullanılmasını engelleyen ayıba veya hizmette hizmetin konusu materyalde veya hizmetin yerine getirilmesi sürecinde meydana gelen ayıba maddi ayıp denilmektedir. Bir malın yırtık, kırık, lekeli olması, yeni denilen bir otomobilin kullanılmış olması veya hasarlı olması nedeniyle bazı parçalarının değiştirilmesi ya da tamir edilmiş bulunması ve bunun söylenmemesi, fayansların çatlaması veya ufalanması gibi ayıplar maddi ayıplara örnek verilebilir.

2. Ekonomik Ayıp: Malın veya hizmetin ekonomik değerini düşüren ayıplardır. Örneğin, satılan bir arabada daha önce bir parçanın boyalı olması, satılan malın satım sırasında hacizli olması gibi durumlarda hukuki ayıp vardır.

3. Hukuki Ayıp: Satış konusu maldan veya hizmetten yararlanmayı azaltan veya ortadan kaldıran hukuki eksikliklerdir. Örneğin, imarlı bir arsa olarak satılan bir yerin imarsız çıkması, aracın tanıtma ve kullanma kılavuzunda belirtilenden daha fazla yakıt yakması, bulaşık makinesinin bulaşıkları yeteri kadar temizleyememesi hukuki ayıptır.


AYIPLI HİZMET NEDİR?


Ayıplı hizmet ise sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir. Hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler ayıplıdır.


SATICININ AYIPLI MAL VE AYIPLI HİZMET SEBEBİYLE SORUMLULUĞU


6502 sayılı Kanunda yapılan düzenleme ile satıcıya, malı satım sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etme yükümlülüğü verilmiştir. Söz konusu düzenlemeye aykırı olarak yapılan her türlü mal teslimi satıcının sorumluluğu altındadır.


Satıcı yukarıda da belirtildiği üzere tüketici ile arasında yaptığı sözleşmenin yanında Ambalaj, etiket, tanıtma ve kullanma kılavuzu, reklam, ilan gibi yollarla belirtilen özellikleri karşılayan mal satmak zorundadır. Keza bu özellikler de Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gereği sözleşme içeriği sayılmaktadır. Söz konusu kabulün, diğer bir ifade ile reklam veya ilân yoluyla yapılan açıklamaların sözleşme içeriği olarak sayılmasının önüne geçilmesi için bir takım ispatlamalarda bulunulması gerekmektedir. Kuşkusuz bu gibi durumlarda ispat yükü satıcıdadır.


Satıcının reklam veya ilân yoluyla yapılan açıklamaların sözleşme içeriği olarak sayılmaması için yapacağı ispat yöntemlerinden birincisi; nadiren de olsa, satıcının, mala ilişkin olarak örneğin üretici tarafından yapılan reklamlardan fiilen haberdar olmaması ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyecek olması durumudur. Bu halde satıcının ilgili taahhütlerle bağlı tutulması uygun değildir.


Yine satıcının reklam ve ilânlarda vaat edilenlerden sorumlu tutulmaktan kurtulmak için başvurabileceği ikinci bir yöntem de, gerçeği yansıtmayan reklam veya ilânın, satım sözleşmesinin kurulması anına kadar düzeltildiğini ispat etmesidir. Bu durumda sözleşme içeriği zaten yeni reklama göre belirlenir.


Son olarak reklam ve ilânlarda vaat edilenlerden sorumlu tutulmaktan kurtulmak için satıcı, ilgili reklam ve ilâna rağmen, tüketicinin bunlardan etkilenmediğini, yani buradaki taahhütlere bağlı olarak sözleşme kurma iradesinin oluşmadığını da ispat edebilir.


Bir malın sözleşmeye aykırı olarak ifa edilip edilmediği teslim anına göre saptanmaktadır. Bu çerçevede bir malın tesliminden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların ilk teslim anında var olduğu kabul edilmektedir. Bu karinenin aksini yani malda satımdan itibaren 6 ay içerisinde ortaya çıkan ayıbın satış sözleşmesi imzalandığında mevcut olmadığını, kusurun kullanım sebebiyle oluştuğunu ispatlama yükümlülüğü satıcıya yüklenmiştir. Ancak bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. Örneğin satın alınan koltuğun üzerinde 5 ay sonra oluşan sigara yanığının malın satımı anında olduğu yönünde karine uygulanamaz.


Yine tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz.


6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10. maddesi gereğince satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, üretici, ithalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde malın ayıbına ilişkin açıklayıcı bilgiyi içeren bir etiket konulmalıdır. Bu etiketin tüketiciye verilmesi veya ayıba ilişkin açıklayıcı bilginin tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde açıkça gösterilmesi zorunludur.


Diğer taraftan satıcının sorumluluğuna ilişkin 6502 sayılı Kanunun 12. maddesi ile zaman sınırı getirilmiştir. Kanun maddesine göre, Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır. Söz konusu zamanaşımı süresi taşınmazın teslimi anından itibaren işlemeye başlayacaktır.


Bahse konu maddenin ikinci fıkrasında ise ikinci el mallara ilişkin satıcının sorumluluğunu ortadan kaldıran zamanaşımı sürelerine yer verilmiştir. Söz konusu düzenlemede ikinci el satımlarda satıcının sorumluluğunun en az bir yıl olduğu, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise en az üç yıl olduğu belirtilmiştir


Kanun maddesi gereğince satılan ürün de sonradan ortaya çıkan bir ayıp dahi olsa satıcının sorumluluğu zaman bakımından sınırlandırılmıştır. Ancak sorumluluk sınırının da bir istisnası vardır. Satıcı maldaki ayıbı, ağır kusuru ya da hile ile gizlemişse zamanaşımı süresi bu durumda geçerli olmayacaktır, satıcı süreye tabii olmaksızın bu ayıptan her zaman sorumlu olabilir.


MALIN AYIPLI OLMASI HALİNDE TÜKETİCİNİN SEÇİMLİK HAKLARI NELERDİR?


Ayıplı bir malı ayıplı olduğunu bilmeden satın alan bir tüketicinin kullanabileceği seçimlik haklarının neler olduğu 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiştir. Tüketici sahip olduğu bu seçimlik haklardan herhangi birisini serbestçe belirleyebilecektir. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin ayıplı maldan dolayı tercih edebileceği dört seçimlik hakkı bulunmaktadır.

Bunlar:

1- Satılan malı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkı,

2- Satılan malı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme hakkı,

3- Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılan malın ücretsiz onarılmasını isteme hakkı,

4- İmkân varsa, satılan malın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme hakkı, şeklinde ifade edilebilir.


Tüketicinin bu dört seçimlik hakkından dolayı öncelikli sorumluluk satıcıya verilmiş olmakla birlikte, “ücretsiz onarım” ve “malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi” taleplerini üretici veya ithalatçıya karşı da yöneltmesi imkânı da bulunmaktadır. Bu itibarla tüketicinin, “ücretsiz onarım” veya “malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi” taleplerinin yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçıya müteselsil sorumluluk yüklenmiştir. Ancak, üretici veya ithalatçı malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın oluştuğunu ispat edebildiği takdirde sorumlu olmaktan kurtulabileceklerdir.


Her ne kadar tüketici seçimlik haklarından birini kullanmakta serbestse de özellikle ücretsiz onarım ve ayıpsız misli ile değiştirme haklarının kullanılması bazı hallerde satıcıyı orantısız zor durumda bırakabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.

Tüketici tarafından ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Ancak, 6502 sayılı Kanunun satış sonrası hizmetlere ilişkin düzenlemeleri içeren 58 inci maddesi uyarınca çıkartılan yönetmeliğin ekinde yer alan listede belirtilen mallara ilişkin azami tamir süresi farklılık gösterebilmektedir. Listedeki mallar için tüketicinin ücretsiz onarım talebi, yönetmelikte belirlenen azami tamir süresi olan genel itibariyle yönetmelik ekinde yer alan listede 20 iş günü olarak belirlenen süre içerisinde yerine getirilmesi gerekmektedir. Ayıplı mal belirlenen azami tamir süreleri içerisinde tamir edilemezse tüketici, ayıpsız misli ile değiştirme, bedel indirimi veya sözleşmeden dönme haklarından birini kullanabilecektir. Tüketici eğer sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanmayı seçerse, satıcı tarafından tüketicinin ödemiş olduğu bedelin tümünün veya bedelden yapılan indirim tutarının derhal kendisine iade edilmesi gerekmektedir.


Tüketicilerin seçimlik haklarını kullanmaları sebebiyle katlandıkları, nakliye, posta veya iletişim masrafları gibi tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça (satıcı, üretici veya ithalatçı) karşılanmalıdır. Çünkü söz konusu masrafların oluşmasının müsebbibi tüketiciye ayıplı malı satan, üreten veya ithal edendir. Bu nedenle tüketiciler seçimlik haklarını kullanmaları sebebiyle hiçbir masrafa katlanmak zorunda bırakılmamalıdırlar.


TÜKETİCİNİN AYIBI İHBARI


Tüketicinin seçimlik haklarını kullanabilmesi için mal veya hizmette ortaya çıkan ayıbı satıcıya veya hizmet sağlayıcıya bildirmesi gerekir.


Hukukumuzda mülga Kanunla tüketiciye ayıbı ihbar etmesi için 30 günlük süre verilmişti. 6502 sayılı Kanunla bu süre kaldırılmıştır. Tüketici bakımından ayıbın ihbarı için belirlenmiş bir süre bulunmamaktadır. Malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren 2 yıl içinde ayıbın bildirilmesi ve seçimlik hakların kullanılması mümkündür. Bununla birlikte ayıbın tespit edilmesine rağmen uzun süre ihbar edilmemesi hem hakların kullanılmasında tüketicinin aleyhine sonuç doğurabilir hem de duruma göre Türk Medenî Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde bir hakkın kötüye kullanılması itirazı ile karşılaşa bilinir.


Tüketici ayıp bildirimini yazılı veya sözlü yapılabilir. Biz müvekkillerimize ispat kolaylığı açısından yazılı yapılmasını önermekteyiz. Bildirimin içeriği belirlenmiş olmamakla birlikte maldaki ayıbın ne olduğu ve hangi seçimlik hakkın kullanıldığı net bir şekilde anlaşılmalıdır.


TÜKETİCİNİN DAVA HAKKI


Tüketici süresi içerisinde seçimlik haklarını kullanmak üzere satıcıya başvurmasına rağmen, satıcı Kanun ve Yönetmelikle belirlenen azami sürelerde tüketicinin talebini yerine getirmemişse tüketici yasal yollara başvurabilir.


Uyuşmazlık konusu ayıplı malın bedeli 2024 yılı için 104.000,00-TL'nin altında ise tüketici, Tüketici Hakem Heyetine başvurmak zorundadır. Uyuşmazlık bedelinin 104.000,00-TL ve üstünde olması halinde Tüketici Mahkemelerinde dava açılması gerekir. Ayıplı bir mal ya da ayıplı bir hizmet sebebiyle mağdur olmanız halinde hak kaybına uğramamanız ve zaman kaybetmemeniz açısından alanında uzman bir tüketici hakları avukatı ile çalışmanızı önermekteyiz.


Yazılıtaşlar Avukatlık & Danışmanlık

Comentários


Kategoriler
İlginizi Çekebilecek Yazılar
bottom of page